EŞREF YURDASİPER/YILLAR SONRA O KÖYE ATANDIM

Emekli öğretmen Eşref Yurdasiper’in anılarını anlattığı köşe yazıları her hafta sonu Çağdaş Burdur Gazetesi’nde..
“Yaşamım boyunca ilginç anılarım oldu. Zaman zaman yakınlarım bu anıları yazıya dökmemi istiyorlardı. Bende bu düşünceye sıcak baktım, ancak bugün başlayabildim. Düne göre geç, yarına göre erkendi.
Köyde doğduk ,köyde büyüdük. İlkokulu da köyde okuduk. Bazen bir öğretmen bazen iki öğretmen eşliğinde okula gidiyorduk. Akşam öyle gaz lambasının önünde ödev yapmak ders çalışmak durumundaydım. Gaz lambası odanın köşesinde asılı durur, ona en yakın evin büyükleri ve varsa misafirler otururdu. Biz öğrenciler odanın en uzak yerinde... Masa yok, sandalye yok. Yere uzanıp ödev yapardık. Oda içinde konuşmalardan etkilenmemek mümkün değildi. Gelen misafirlerin çocukları varsa onunla oyunlar oynardık. Ertesi gün hafta sonu ise tatil olduğu için keyfimiz yerinde olur. Bir gün köyümüzde düğün var; davul ve zurnanın sesini duymak lükstü. Köyde elektrik yok, televizyon yok. Kahvaltımı yaptıktan sonra düğün evine gittim. Davulcu ve zurnacı sokağa çıkmışlar, zurna ve davul çalıyorlardı. Bunları biraz seyrettikten sonra eve gittim, evden limon ile bir tane de bıçak aldım. Tekrar düğün evine geldim, zurnacının karşısına çıktım. Cebimden limonu çıkardım elimle okşamaya başladım. Zurnacı gözünü elindeki limona gitti. Ben biraz sonra cebimden bıçağı çıkarıp limonu kestim havaya kaldırıp limonu sıktım ve akan suyunu hemen içtim. Zurnacı zurnayı öttürmekte zorluk çekti ve ağzı sulandı. Hemen yere eğilip taş alıp bana atmak istedi. Zaten benim hedefimde buydu. Ben hemen kaçtım yıllar sonra o zurnacının köyüne öğretmen olarak atandım. Çay içerken, “Ahmet dayı bizim köyde çok düğün ettin değil mi?” dediğimde, “Evet.” dedi. Bu olayı söyledim. Hoca, “Sen miydin o?” dedi. “Evet.” deyince “Hoca seni bir yakalasaydım, çok güzel dövecektim.” dedi. Öğretmen odasında kahkahalarla şenlendik.”
EŞREF YURDASİPER (KÖŞE YAZISI)