Flaş Haber Yeni

MÜSLÜMANDAN NAMAZ İBADETİ NE ZAMAN VE HANGİ HÂLLERDE DÜŞER?

MÜSLÜMANDAN NAMAZ İBADETİ NE ZAMAN VE HANGİ HÂLLERDE DÜŞER?

İBADET

Bir Ayet

“Mü'min1er gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler. Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. Onlar ki, zekatı öderler. Onlar ki, ırzlarını korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler. Onlar ki, namazlarını kılmaya devam ederler.” (Müminun, 23/1-9)    

Bir Hadis

Hz. Âişe'den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resulüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Güç yetirebileceğiniz amelleri yapmaya gayret ediniz. Allah (sevap vermekten) usanmaz da siz ibadet etmekten) usanırsınız. Allah katında amellerin en sevimlisi az da olsa devamlı olanıdır.” (Ebu Dâvûd, Tatavvu, 27)

Bir Dua

“Allah'ım! Beni dinimde sabit kıl, miranda sevaplarımın agır gelmesini nasip eyle, imanımı gerçek eyle, derecelerimi yükselt, namazımı kabul eyle, günahımı bağışla.” (Hâkim, De'avât, No: 1911)

Bir Fetva

MÜSLÜMANDAN NAMAZ İBADETİ NE ZAMAN VE HANGİ HÂLLERDE DÜŞER?

Akıl sağlığı yerinde olan ve ergenlik çağına ermiş her Müslüman'a namaz farzdır. Bu şartları taşımayan kimseler namazla mükellef değillerdir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), bir hadiste çocuklar ve akıl sağlığı yerinde olmayan kimselerden sorumluluğun kaldırıldığını belirtmiştir. (Ebû Dâvud, Hudud, 16)

Bazı durumlarda sağlık sorunu olanlardan da namaz düşer. Hanefîlere göre, sadece başını hareket ettirerek dahi namaz kalmaya gücü yetmeyecek derecede rahatsız olan kimseye bir şey gerekmez. Eğer bu hastalıktan ölürse, kaza etme imkânı bulamadığı için borçsuz olarak Allah'ın huzuruna çıkmış olur. İyileşmesi durumunda; kılamadığı namazları bir günlük (beş vakit) namazı geçmezse, kaza etmesi gerekir. Sayı bundan daha çok olursa sahih olan görüşe göre, o kimseye kaza gerekmez. Baygın kalan kişi için de baygınlık süresine göre aynı hükümler geçerlidir. (Kasâni, Bedâi’, 1, 106, 107, 108) İmam Şâfiî, bayılma tam bir namaz vakti olursa da kaza gerekmeyeceğini söylemiştir. (Şirbînî, Muğni'l-muhtâc, I, 20a)

Hayatını yatalak olarak geçiren kişi, eğer yataktan kalkıp abdest alamıyorsa veya abdest aldıracak birini bulamıyorsa yanında bulunduracağı tuğla, kiremit veya taş gibi bir madde üzerine teyemmüm eder. Yatağından doğrulmaya ve kıbleye yönelmeye tek başına imkân bulamayan kişi, kendisine yardım edecek kimse de olmadığı takdirde yerinden doğrulmadan, yüzünü çevîrebildiği kadar kıbleye çevirecek yattığı yerde namazını îma ile kılar. (Serahsî, el-Mebsût, I,112-113; Kâsânî, Bedâi’, I, 48a Hastalığından dolayı kendi başına teyemmüm edemeyen ve bu konuda kendisine yardım edecek birini de bulamayan kişi kendisini abdestli gibi sayarak isterse namazını îma ile kılar; isterse de kazaya bırakır; iyileşmesi hâlinde kaza eder, iyileşmeme durumunda ise kendisinden yükümlülük düşer. (İbn Nüceym, el- Bahr, I, 246-249,151; Haskefî, ed-Dürrü’l-muhtâr, I, 184-185, 423; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr,1, 185, 423)  

BURDUR İL MÜFTÜLÜĞÜ