ŞEHİT OĞLU NİYAZİ ALTAY: “O GECE, TÜRK MİLLETİNİN DAMARLARINDAKİ ASİL KAN, İHANETE KARŞI ÇELİKLEŞTİ.”

Şehit oğlu Niyazi Altay: “O gece, Türk milletinin damarlarındaki asil kan, ihanete karşı çelikleşti.”
15 Temmuz hain darbe kalkışması sonucu şehit düşen Akif Altay’ın oğlu Niyazi Altay, Burdur Valiliği’nin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısı ile 15 temmuz 2025 Salı günü akşamı Burdur Cumhuriyet meydanında düzenlenen progarmda günün anlam ve önemini belirten bir konuşmada bulundu.
Kahraman şehidimiz Akif Altay’ın oğlu Niyazi Altay yaptığı konuşmada: “Bugün burada, vatan toprağının her karışında hissedilen bir acıyı, bir gururu ve bir inancı dile getirmek için karşınızdayım. Bu kürsüde sadece bir evlat değilim… Aynı zamanda bir şehidin emanetiyim. 15 Temmuz gecesi Ankara Gölbaşı’nda, Özel Harekat Daire Başkanlığında görev başında iken haince bombalanarak şehit düşen babamın sesiyim, nefesiyim.O gece, Türk milletinin damarlarındaki asil kan, ihanete karşı çelikleşti.” sözlerine vurgu yaptı.
Duygu yüklü konuşmada bulunan Niyazi Altay: “Tanklara karşı göğsünü siper eden, kurşunlara karşı imanla duran o insanlar; sadece birer fert değil, bin yıllık Türk tarihinin, Metehan’dan bu yana süzülen ruhunun yaşayan temsilcileriydi. Ve babam… O da o gecenin şanlı direnişçisiydi. Bir polisti belki, ama ondan önce bir Türk’tü. Görevini, sadece meslek aşkıyla değil, Türkçülüğün özü olan vatan sevgisiyle yaptı. Türkçülük; bir bayrak yarışıysa, biz bu sancağı düşürmemeye ant içtik. Türkçülük; damarlarımızdaki asil kanın hakkını vermekse, işte buradayız. Tıpkı kahraman özel harekat polisi şehit Akif Altay gibi.
Türkçülük; yalnızca bir etnisite değil, bir karakter meselesidir. Hakkı savunmak, adaleti yaşatmak, zalimin karşısında dimdik durmaktır. Babam da o gece zalimin karşısında durdu. Bir an bile tereddüt etmeden… Türkçülük, sözle değil özle yaşanır. Her davranışımız, her kararımız, her nefesimiz Türk milletine hizmet olmalıdır.
Bugün bizlere düşen görev, sadece şehitlerimizi anmak değil; onların emanetini omuzlarımızda taşımaktır. Bizler, şehitlerin çocukları olarak büyürken acıyı ilmek ilmek sabırla ördük ama yılmadık. Çünkü biliriz ki Türk’ün yurdu sahipsiz değildir. Çünkü biliriz ki bu milletin evlatları, düşse de dizlerinin üzerine, bir millet gibi doğrulur yeniden. 15 Temmuz gecesi, bir milletin küllerinden nasıl ayağa kalktığını tüm dünyaya gösterdiğimiz gecedir. Ve biz, bu ruhu yaşatacağız. Çünkü biz, Türkçülüğü kuru bir söylem değil, hayatımızın temeli olarak görüyoruz. Bu vatan bizim yuvamızdır. Bu toprak bizim şerefimizdir. Bu bayrak bizim namusumuzdur. Şehitler ölmez, çünkü onların adı dillerde değil, gönüllerde yaşar. Babamın adı, artık sadece kimliğimde değil; bu milletin vicdanında yaşıyor. Varlığımız, Türk varlığına armağan olsun.” dedi.
Halil İbrahim Kara