MAKÜ’DE MİKROALGAL BİYOTEKNOLOJİ KONFERANSI: “BİLİM, EMEK VE GİRİŞİMCİLİĞİN YOLCULUĞU”

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi, mikroalglerin biyoteknolojik önemini konu alan dikkat çekici bir konferansa ev sahipliği yaptı. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Füsun Akgül’ün konuşmacı olarak katıldığı “Laboratuvardan Sektöre; Mikroalgal Biyoteknoloji Bilim, Emek ve Girişimciliğin Yolculuğu” başlıklı etkinlikte, alglerin geçmişten günümüze uzanan bilimsel ve teknolojik değerine yönelik kapsamlı bilgiler paylaşıldı.

Konferansta mikroalglerin tarihsel kullanımından güncel biyoteknolojik uygulamalara kadar geniş bir perspektif sunan Doç. Dr. Akgül, öğrencilere bu alandaki çalışmalar hakkında önemli aktarımlarda bulundu. Etkinliğin amacının, genç araştırmacıların bilimsel ve teknolojik fikirlerine ilham olmak olduğunu belirtti.

Alglerin insanlık tarihindeki yerine dikkat çeken Akgül, Orta Amerika’da yaşamış toplulukların binlerce yıl önce spirulina kullandıklarına dair arkeolojik ve antropolojik bulgular bulunduğunu hatırlattı. Savaş dönemlerinde askerlerin alglerle beslendiğini ve günümüzde ise NASA’nın algleri astronot yiyeceği olarak değerlendirdiğini vurguladı.

Alglerin Dünya tarihindeki kritik rolüne değinen Akgül, “Bugün soluduğumuz oksijenin oluşumunu ve karasal yaşamın gelişmesini algilere borçluyuz. Siyanobakterilerin suyu kullanarak oksijen üreten ilk canlılar olması, atmosferde oksijen birikimini sağlamış, ozon tabakasının oluşumuna yol açmış ve canlıların karaya çıkabilmesinin önünü açmıştır. Bu büyük dönüşüm yaklaşık 3.5 milyar yıllık bir süreçtir” dedi.

Dünya tarihindeki çevresel değişimlere uyum sağlayan alglerin, bu süreçte çok değerli metabolitler üretmeyi öğrendiğini belirten Akgül, bu metabolitlerin günümüz biyoteknolojisi açısından yüksek değer taşıdığını ifade etti. Geniş bir kullanım alanına sahip olan alglerin güneş koruyucu ürünlerden sağlığa, kozmetikten yem ve gübre üretimine, atık su arıtımından karbon tutucu çevresel projelere kadar birçok sektörde yer aldığına dikkat çekti.

Güneş koruyucularda kullanılan bazı bileşenlerin dahi alg kaynaklı olduğunun altını çizen Akgül, alglerin ışığı kullanarak karbon tutan, organik ve değerli biyomoleküller ürettiğini belirtti. Bu moleküllerin yakıttan gübreye, sağlıktan kozmetiğe kadar pek çok alanda değerlendirildiğini ve mikroalglerin düşük maliyetle yüksek getirili bir biyolojik kaynak olduğunu söyledi.

Konuşmasının sonunda mikroalgler ve spirulina üzerine yürüttükleri araştırmalardan da örnekler paylaşan Akgül, öğrencilerin sorularını yanıtlayarak etkinliği tamamladı.

MAKÜ KİMER