GAZİLİK MİRASI BURDUR’DA KUŞAKTAN KUŞAĞA

DEDESİNİN MADALYASINI GÖĞSÜNDE GURURLA TAŞIYOR
Burdur’un tanınmış iş insanlarından Nasuh Ekinci, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla düzenlenen resmi törene, İstiklal Savaşı Gazisi olan merhum dedesi Nasuh Ekinci’ye verilen madalyayla katıldı. Dedesinin ismini taşıyan Ekinci, törende madalyayı göğsünde taşıyarak büyük bir gurur yaşadı.
Gaziler Günü programı kapsamında Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Burdur İl Temsilciliği'ni ziyaret etti. Ziyaretin ardından Çağdaş Burdur Gazetesi muhabiri Halil İbrahim Kara’ya konuşan 66 yaşındaki Nasuh Ekinci, dedesiyle ilgili anılarını ve onun askerlik geçmişine dair önemli bilgiler paylaştı.
“DEDEMİN MADALYASINI TAŞIMAK BENİM İÇİN BÜYÜK BİR ONUR”
Ekinci, yaptığı açıklamada dedesinin 1893 yılında Burdur’un Kozağaç köyünde dünyaya geldiğini ve 1975 yılında hayatını kaybettiğini belirtti. Altı çocuğu bulunan merhum gazinin dört çocuğunun halen hayatta olduğunu ifade eden Ekinci, “Dedeme, İstiklal Savaşı’nın ardından devlet tarafından verilen madalyayı bugün gururla taşıyorum. Onun hatırasını yaşatmak benim için büyük bir onur” dedi.
11 YIL ASKERLİK, 2 YIL JANDARMA GÖREVİ
Nasuh Ekinci, dedesiyle birlikte yaşama şansını da yakaladığını vurgulayarak, onunla geçirdiği yıllarda birçok anısını dinlediğini söyledi. Dedesi Nasuh Ekinci’nin 20 yaşına geldiğinde askere alındığını ve tam 13 yıl boyunca kesintisiz askerlik yaptığını belirten Ekinci, özellikle son üç yılını İngilizlere karşı Yemen’in Aden bölgesinde savaştığını dile getirdi.
Ekinci'nin anlatımına göre, Aden'de görev yaparken İngiliz sömürgesi altındaki Hindistan’dan gelen askerlerle çatışmalara giren dedesi, burada 9 Hint askerini esir alarak Türk birliğine teslim etti. Bu başarısı üzerine, okuma yazma bilmemesine rağmen komutanı tarafından çavuşluk rütbesiyle onurlandırıldı.
MİLLİ MÜCADELEYE KATILMASI İSTENİYOR AMA CEPHEYE GÖNDERİLMİYOR
Nasuh Ekinci’nin verdiği bilgilere göre, Sevr Antlaşması'nın imzalanmasıyla birlikte dedesi dahil tüm askerler terhis edildi. Önce İstanbul’a, ardından memleketi Burdur’a dönen Ekinci, daha sonra Tefenni Askerlik Şubesi tarafından yeniden askere çağrıldı. Bu kez amaç, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1919 yılında Samsun’a çıkarak başlattığı Milli Mücadele’ye onu da dahil etmekti.
Ancak askerlik şubesindeki komutan, Nasuh Ekinci’nin siciline baktığında onun uzun yıllar süren zorlu askerlik geçmişini görünce cepheye göndermekten vazgeçti. Ekinci, dedesi ile komutan arasında geçen ilginç bir Arapça diyalogu da aktardı. Komutan, "Bana bir bardak su verir misin?" diye sorduğunda, dedesi "Suyun yerini bilmiyorum." yanıtını verdi. Ancak biraz sonra suyun yerini öğrenen dedesi, “Dur, ben sana yeniden su getireyim.” diyerek askerlik terbiyesiyle hareket etti.
Bu olaydan sonra komutan, "Sen yeterince eziyet çekmişsin, seni cepheye göndermeyeceğim." diyerek Nasuh Ekinci’yi Antalya Gediz bölgesine jandarma olarak görevlendirdi. Torunu Nasuh Ekinci, dedesinin bu görevde iki yıl daha askerlik yaptığını ve özellikle Gediz’deki koşulların çok zor olduğunu anlattığını belirtti. "Çok fazla başıbozuk vardı. Silahsız jandarmaya dahi silah çekiyorlardı. Dedem, en zor askerliğimi Gediz'de yaptım derdi." diye konuştu.
“Gazilik mirası kuşaktan kuşağa aktarılıyor”
Nasuh Ekinci, dedesinden dinlediği anıların kendisi için çok kıymetli olduğunu ve bu tür hatıraların gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini söyledi. “Dedem vatanı için büyük fedakarlıklar yapmış. Onun mirasını yaşatmak bizim görevimiz.” diyen Ekinci, Gaziler Günü gibi anlamlı günlerde bu bilinçle hareket ettiğini sözlerine ekledi.
Halil İbrahim Kara