Burdur merkez Gökçebağ Köyü’nde Tahsin Eroğlu’na ait yaklaşık 10 dönümlük tarlası baştan sona yarıldı. Çağdaş Burdur Gazetesi Muhabirimizin yarılma olayını haber etmesi üzerine olay mahalline gelen Süleyman Demirel Üniversitesi Uzaktan Algılama Merkezi Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Erhan Şener, tam donamlı dron ile havadan detaylı fotoğraflar alarak, çeşitli ölçümler yaptı. Yarılan tarla ile bitişik tarlalara kadar uzanan yarıklarda İncelemelerde bulundu. Yarılmaya neden olan etkenin yapılacak detaylı araştırmalar sonunda belirleneceğini açıkladı.
“TRAKTÖR DÜŞECEK DİYE KORKTUM”
Çağdaş Burdur Gazetemiz Muhabiri Halil İbrahim Kara ile birlikte yarılan tarlasına giderek başından geçenleri anlatan Tahsin Eroğlu, “Arap pınarı mevkiindeki arazilerde yaklaşık 15 yıldır mevcut olan yarıklar 10 dönümlük arazime de uzandı. Derin yarıkları oluştuğunu bu yıl tarlamı ekerken farkına vardım. Traktörün tekerinin rahatlıkla sığacak büyüklükteki yarıklardan korttum. Traktör düşer diye toprakla kapattım. Bu yarılmaların nedenini merak ediyorum. Sağ olsunlar aynı zamanda kamu görevi yapan Çağdaş Burdur Gazetesi muhabiri olayı haber alır almaz konuyu alanında uzman akademisyenlere bildirdi. Erhan Şener hocamda yarılan tarlalarda teknik inceleme ve gözlem yaptı. Bir an önce sonucunun belirlenip açıklanmasını bekliyoruz” dedi.
YARIKLAR METRELERCE UZUN VE DERİN
Öte yandan yerinde yaptığımız gözlemlerde zikzak şeklinde olup, metrelerce uzanan toprak yarıklarının yer yer 10 -15 metre derinlikte 30 santim genişlikte olduğu görüldü.
Halil İbrahim KARA (ÖZEL)
Bu yarıklarında olduğu Burdur Gölünü kapsayan Burdur Gölü havzasında binlerce su kuyusu açılmış ve son 23 yıllık dönemdeki aşırı kuraklık nedeniyle, aşırı su çekimleri sonucu Burdur Gölünde çekilmeler olmuş, yeraltı su seviyesi 10 metrelerden 120-160 metrelere kadar düşmüştür.
Aşırı su çekimi yeraltı suyunun 160 metrelere kadar düşmesi sonucu, faylarla çevrili Burdur Gölü havzasında, derinde süreksizlikler boyunca farklı oturma ve kesme hareketlerine bağlı olarak, tektonik kökenli olmayan yüzeysel yarık ve çökmeler oluşmuştur.
Havza içerisinde aşırı derecede su çekilmesi, yeraltı su seviyesinin düşürülmesi yüzeyde bu şekilde çökmelere neden olmuş ve yarıklar meydana gelmiştir. Ülkemizde meydana gelen İzmir depremi ve Elazığ depremlerinden sonra halkımızın kafasında her meydana gelen doğa olaylarından sonra bu doğa olayları bir deprem habercisi mi gibi sorular geliyor aynı şekilde bu yarıklarda bir deprem habercisi mi gibi sorular gelecektir Bu yarıkların depremle bir ilişkisi yoktur.
İlk olarak 1999 yılında Marmara Depremi’ nin ardından Burdur’un Gökçebağ Köyü ve Hacılar Köyü yakınlarında tarlaları ikiye bölen yarıklar meydana gelmişti. Benzer şekilde yarıklar 2010 yılı Ağustos ayında, Burdur’un Menderes Mahallesi yakınlarında ortaya çıkmıştı. Bu yarıklar 5-10 metre arasında derinliğe sahip 100-250 metre uzunluğunda yarıklardır.
Bu yarıkların oluşması için 6.0 ve üzeri depremler meydana gelmesi gerekir. Geçmiş yıllarda da meydana gelen yarıklarda olduğu gibi Gökçebağ Köyünde oluşan yarıklarda da herhangi bir deprem meydana gelmemiş dolayısıyla bu yarıkların depremle ilgili olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu yarıkların tek sebebi zemindeki su çekilmesi sonucu zeminin davranışı ve yeraltısuyunun aşırı çekimi sonucu meydana gelen kuruma çatlaklarıdır.