Flaş Haber Yeni

DERİN PİŞMANLIK TÖVBE

DERİN PİŞMANLIK TÖVBE

Yaratılanların en mükemmeli olan insana yüce Allah, çeşitli özellikler ve farklı güzellikler vermiştir. İnsan iyi-kötü, hayır-şer, sevap ve günah olan şeyleri yapabilecek yetenekte yaratılmıştır. Günah işleyebilen bir varlık olması nedeniyle de Yüce Allah günahtan kurtuluş yolu olarak "tövbe kapısını" insanlara açmıştır. Hatasız olmanın insanoğlu için mümkün olmadığı düşünülürse ki kendi hatalarımızı hatırlayarak bu sözümün doğruluğunu takdir edersiniz, yapılan hatalardan sonra önemli olan günahta ısrar etmemek, yanlış olanı telafi ederek ve de dile getirerek pişmanlığı ortaya koyabilmektir. Peygamberimiz (a.s.) "Günahkârların en hayırlısı tövbe edenlerdir." (İbn-i Mace, Zühd, 30. No: 4251) hadisi ile bu gerçeğe işaret etmektedir.

Sözlükte "dönmek ve vazgeçmek" anlamına gelen ve daha çok Allah’a dönme ve yönelmeyi ifade eden "tövbe"; “günah ve hataların her hatırladığımızda yüreğimizde hissettiğimiz iç sancısı,  kötü huyları iyi huylarla değiştirmek, yaşattığımız kırgınlık için gönül almak ve de ortada bir zarar var ise bunu tazmin etmektir. İnsani boyutta da kul-Allah ilişkisinde de hatanın tekrar edilmeyeceğinin vaadi pişmanlığımızın kabulünü kolaylaştıracaktır. Bu son cümlemde insani boyutu dile getirdiğime dikkatlerinizi çekerim. Zira birbirimize karşı işlediğimiz hatalar için tövbe edeceksek önce helallik almamız önemli.

Din ıstılahında "tövbe"; insanın işlediği günahını anlayıp, onu bırakması ve Allah’a dönüp O'ndan, yaptığı kötülüğü ve işlediği günahı affedip bağışlamasını dilemesi, pişman olduğunu da belirterek yalnız O'na yalvarması demektir.

"Tövbe"; kişinin şirk, küfür ve nifaktan îmana, isyandan itaate, günahtan sevaba, yanlıştan doğruya yönelmesidir. Bu itibarla tövbe, imanın ilk makamı, hak yolculuğunun başlangıcı ve Allah'a ulaşma kapısının anahtarıdır.

Tövbe, sırf kötü olduğu için günah olduğu için pişmanlık duyularak o işi yapmaktan o sözü söylemekten vazgeçmektir. Günah işlemiş olmaktan dolayı vicdanında oluşan tepkiden dolayı değil de bedenine, malına veya şerefine zarar verme gibi bir endişeden veya umduğu bir dünya menfaatini elde etmek arzusundan dolayı kötülükten vazgeçmek tövbe değildir. Asıl tövbe, menfaatini görse dahi yaptığı işin çirkinliğini hissedip ondan vazgeçmektir. Bir sahâbînin, sorusu üzerine Peygamberimiz (a.s.) günahı,

"Günah, vicdanını tırmalayıp, seni huzursuz eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir" şeklinde tanımlamıştır. (Müslim, Birr 15. IV .1980)

Kur'ân'ı Kerîm'de pek çok âyette yüce Allah ve birçok hadis-i şerifte Peygamberimiz (a.s.) tövbe etmeyi emretmektedir:

“Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz” (Nur, 24/31).

"Ey insanlar! Allah'a tövbe edip O'ndan af dileyiniz. Zira ben O'na günde yüz defa tövbe ediyorum."       

(Müslim, Zikr, 42. 12. IV, 2076)

Yüce Allah, Âdem (a.s.) ve eşini cennete koymuş ve orada her türlü nimetten yiyip içebileceğini bildirmiş, imtihan için bir ağacın meyvesinden yemeyi yasaklamış ve "…Şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz" (Bakara, 2/35) buyurmuştur. Âdem (a.s.) ve eşi şeytana kanarak bu yasağa riayet edememişlerdir (Bakara, 2/36). Âdem (a.s.) ve eşi yaptığına pişman olmuşlar ve günahlarına tövbe etmişlerdir.

"Rabbimiz! Biz nefsimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen mutlaka biz ziyana uğrayanlardan oluruz' diye yalvardılar" (A'râf, 7/23). Allah da onların tövbelerini kabul etti.

Musa (a.s.) birinin ölümüne hataen sebebiyet verdiğinde pişmanlık yüreğini sarmış (Kasas, 28/15).

"Rabbim, ben nefsime zulmettim, beni bağışla (diye) yalvarmış Allah da onu bağışlamıştır" (Kasas,28/16).

Hz. Ali, bir bedevînin,

“Ey Allah’ım, senden beni bağışlamanı diliyor ve (sana günahlarımdan dolayı) tövbe ediyorum” diyerek tövbe ettiğini duymuş ona, “Ey adam! Tövbede dil çabukluğu, yalancıların tövbesidir” demiştir. Adamın, “O halde tövbe nedir?" diye sorması üzerine, Hz. Ali ona, "Tövbenin altı özelliği vardır" demiş ve bu özellikleri şöyle sıralamıştır: 1. Geçmiş günahlara pişmanlık duymak, 2. Yerine getiremediği farzları kaza etmek, 3. Mazlumun hakkını vermek, 4. Hak sahipleriyle helalleşmek, 5. Bir daha günaha dönmemeye azmetmek, 6. İbadet ve itaat ile nefsi olgunlaştırmaktır.

Günah işleyen insan ya "Allah hakkını" veya "kul hakkını" ihlal etmiş olur. Bir başka ifade ile insan; Allah'a karşı veya insanlara karşı günah işlemiş olur.

a) Allah'a karşı işlenen günahlar. Bu tür günahlar iki şekilde işlenir.

1. Allah’ın farz kıldığı bir görevi terk etmek. Bu tür günaha tövbe, pişmanlık duymak ve hemen o görevi yapmaya başlamak, geçmişte yapamadıklarını kaza etmek, Allah'tan af ve mağfiret dilemekle gerçekleşir. Mesela mümin namaz kılmıyor ve oruç tutmuyorsa hemen namaz kılmaya başlar. Bilmiyorsa bile sadece gördüğü kadarıyla ilk namazını eda eder, öğrenmeye çabalar. Zira mahallesindeki cami ve kurs görevlilerinden bu konuda destek alınabileceği unutulmamalıdır.

2. Allah'ın haram kıldığı ve yasak ettiği bir şeyi yapmak. Bu tür günaha tövbe, haram ve yasak olan söz, fiil ve davranışı terk etmek, yaptığına pişman olmak, Allah'tan af ve mağfiret dilemekle gerçekleşir. Mesela içki içenin derhal içkiyi, kumar suçu işleyenin kumarı terk etmesi gerekir.

b) İnsanlara karşı işlenen günahlar. Bu tür günahlar da iki şekilde işlenir.

1. Borcu vermemek, malına veya canına zarar vermek şeklinde maddî olur. Bu tür günaha tövbe edebilmek için haksız olarak elde edilen malın sahibine iadesi; mal mevcut olup sahibi bilinmiyorsa, bu malın sadaka olarak verilmesi; zarar, telafi edilen bir şey ise bu zararın telafi edilmesi gerekir. Dövmek gibi telafisi mümkün olmayan bir hak ise tekrar tekrar ve tekrar özür dilenmesi gerekir.

2. Gönül kırmak, üzmek, gıybet etmek, su-i zanda bulunmak şeklinde manevi şekilde olur. Bu tür günahın tövbesi hak sahibinden özür dilenip helallik alınmak suretiyle yapılır. Hak sahibi ölmüş ise arkasından hayır dua yapılır, hayır ve hasenat işlenir. Sorduk mu kendimize neden özür dilemek ve barışmak için yıllarca beklenir…

Sevgi hataların çetelesini tutmaz. Bugün mutluysanız geçmişte yaşananların mutluluğunuzu gölgelemesine müsaade etmeyin. Af dileyen olursa siz de affedin. Bu yazımızı müjde içeren bir ayet ile tamamlayalım. “Şüphesiz Allah çokça tövbe edenleri ve iyice temizlenenleri sever” (Bakara, 2/222)

BURDUR İL MÜFTÜLÜĞÜ