Flaş Haber Yeni

BURDUR’UN KÜLTÜRÜ YAŞATILIYOR

BURDUR’UN KÜLTÜRÜ YAŞATILIYOR

EMEKLİ ÖĞRETMEN YURDASİPER; BURDUR’UN GÖNÜLLÜ KÜLTÜR ELÇİSİ OLARA ÇALIŞIYOR

Burdur’a bağlı Mürseller Köyü’nde, köy muhtarlığına ait kültür evinde Yeke Yöresi kültürünün başkenti olan Burdur’un kültürü yaşatılıyor. Emekli öğretmen ve halk oyunları usta öğreticisi Eşref Yurdasiper’in girişimleri sonucu 2008 yılında açılan Mürseller Köyü Kültür Evi’nde, atalarımızın yıllar önce kullandığı gelinlikten beşiğe kadar birçok eşya bulunuyor.

Burdur’un gönüllü kültür elçisi olarak hiçbir karşılık beklemeden çalışan Eşref Yurdasiper, Çağdaş Burdur İnternet Gazetesi muhabiri Halil İbrahim Kara’ya verdiği röportajda şunları söyledi: “Mürseller Köyü Kültür Evi’ni 2008 yılında açtım. Köyümüzde ilk olarak halk oyunları kursu başlattım. Kurs bitmek üzereyken güzel bir performans ve potansiyel gördüm, bunu değerlendirmek istedim. Ardından hızlı bir şekilde kültür evini kurma çalışmalarına başladım. Her evden eşya toplamaya başladım; zamanla birçok parça birikti. Bu eşyalar arasında gazi madalyaları, Osmanlı döneminden kalma tarım aletleri, yeni alfabenin henüz kullanılmadığı döneme ait Osmanlıca yazılar bulunan objeler var.  Toplamda üç yüz yirmi beş parçadan oluşan bu koleksiyonun yarısı kıyafet, yarısı tarım aletlerinden oluşuyor. Çok ilginç eşyalar var, fotoğraflarda da görebilirsiniz.  Ben istiyorum ki yıl içinde pek çok kişi bunu örnek alsın, benzer kültür evleri açsın. Örneğin kendi ilçem Karamanlı’da da böyle bir girişim yapılmak istendi; ben de ‘Yapın, size yardımcı olurum’ dedim.

Mürseller Köyü’nde dolaşarak, kimse “hayır” demeden beğendiğim eşyaları topladım. Sandıklardan kıyafetler, gelinlikler, rahmetli annemin gelin ayakkabısı, babamın çizmeleri. Hepsini kültür evine götürdüm.

Ancak çevre köylerde ve ilçelerde böyle bir girişim olmadı. Ben istiyorum ki geçmişe sahip çıkan insanlar çoğalsın. Çünkü eskiye sahip çıkan, yeniyi inşa eder. Ne yazık ki eskiye sahip çıkan insanlarımız azaldı. Bu beni üzüyor.

 Eski kültürümüzü koruyup yeni yetişen gençlerimize göstermek, anlatmak zorundayız. Kültür böyle yaşatılır. Eğer yıllar önce bu eşyaları toplamamış olsaydım, çoğu sobada yanıp yok olacaktı. Şu anda kültür evimizde çok sayıda eser var. Her getirilen eşyanın üzerine, kimin bağışladığını yazdım. İnsanlar geldiklerinde kendi eşyalarını görünce mutlu oluyorlar, bu da güven oluşturuyor. Bu güven sayesinde bazıları yeni eşyalar da getiriyor.

 Ancak her eşyayı kabul etmiyoruz; kültürel değeri olmayan modern ürünleri geri çeviriyoruz.  Mesela elimizde çok ilginç bir parça var: kanalizasyonlu bir beşik. Bunu TRT’de canlı yayında da anlatmıştım. Bu beşik, çocuğun altını kuru tutmak için özel bir sisteme sahip. Çocuk rahat ediyor, anneye de yük olmuyor.

Maalesef bu tür ahşap beşiklerden günümüzde başka örnek kalmadı.”

Halil İbrahim Kara