BURDUR’DA KAMU ÇALIŞANLARI MEYDANLARDA!

Türkiye Kamu Sen Burdur İl Temsilciliği, 81 ilde eşzamanlı olarak 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde sunulan teklifi reddederek, kamu işveren tarafının adil ve hakkaniyetli bir teklifle gelmesi için basın açıklamasında bullundu.
Bugün saat 12.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşen basın açıklaması, Türkiye Kamu Sen Burdur İl Temsilcisi Orhan Akın tarafından yapıldı.
Basın açıklamasına, 4 milyon kamu çalışanı, 2,5 milyon emekli ve aileleriyle birlikte 25 milyon vatandaşı doğrudan ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde gelinen noktada Kamu İşveren tarafının teklif sunduğunu; 2026 yılı için yüzde 10+6; 2027 için ise yüzde 4+4 zam içeren ve memur ve emeklinin hiçbir beklentisini karşılamayan bu teklifi reddettiklerinin altını çizdi.
Akın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Memur ve emeklilerimizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar hepimizin malumu. Akaryakıta gelen zamlar, vergilerdeki ve cezalardaki artışlar can yakıyor. Marketlerde, çarşıda, pazarda fiyatlar almış başını gidiyor. Zorunlu tüketim malları açıklanan enflasyonun bile üzerinde zamlanıyor. Son yıllarda kiralar, memur maaşlarının bile üzerine çıktı. Hayat pahalılığı ve kiraların yüksekliği nedeniyle büyükşehirlerde ve kıyı bölgelerinde kimse çalışmak istemiyor. Kamuda aynı işi yapan, benzer eğitim düzeyinde ama farklı mevzuata tabi çalışanlar arasında büyük bir uçurum oluşmuştur. Getirilen teklif, bu adaletsizlikleri giderecek önlemler içermiyor.
Soruyoruz:
Bu mudur adalet?
Bu mudur çalışma barışı?
Tekraren söylüyorum:
Biz adalet istiyoruz!
Biz hakkaniyet istiyoruz!
Biz, orman yangınlarında hayatını ortaya koyan ormancımız; altyapıyı ve düzeni sağlayan yerel hizmet çalışanımız; yollarımızı, köprülerimizi inşa eden imar, ulaşım çalışanlarımız; barajlarımızı işleten, evlerimize, işyerlerimize enerji sağlayan kamu çalışanlarımız; manevi dünyamızı inşa eden diyanet çalışanlarımız; kültürel zenginliklerimizi ortaya koyan kültür sanat çalışanlarımız; kamu hizmetlerini düzenleyen büro çalışanlarımız; iletişimimizi sağlayan hizmet kolu çalışanlarımız; sağlığımız için gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarımız; geleceğimizi inşa eden eğitim çalışanlarımız gelecek kaygısı taşımadan, güvenle ve mutlulukla hizmet üretsin istiyoruz. Biz, Türk ve Türkiye Yüzyılı misyonuna uygun bir kamu düzeni talep ediyoruz. Bütün bu amaçlar doğrultusunda Türkiye Kamu-Sen olarak 2026 için kümülatif yüzde 88,6; 2027 için ise yüzde 45,2 oranında zam talebiyle toplu sözleşme masasına geldik. Bugün gelinen noktada ülkemiz nüfusunun yaklaşık 3’te 1’inin 2026 ve 2027 yıllarındaki ekonomik geleceğinin belirleneceği toplu sözleşme görüşmelerinde Kamu İşveren Heyetinin 2026 için öngördüğü yüzde 10+6; 2027 yılı için yüzde 4+4 zam teklifinin kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Biz, el yordamıyla getirilen teklifler istemiyoruz. Bizim bütün tekliflerimizin bir alt yapısı, bir gerekçesi var. Kamu İşveren tek gerekçesi, enflasyon hedefi. Kaldı ki, bu yıl enflasyon hedefinin bile altında zam yapıldı. Yani keyfe keder bir teklifle geliniyor. Milyonlarca vatandaşımızın geleceği, enflasyon hedefine indirgenemeyecek kadar önemlidir. Bu teklifin piyasa gerçekleriyle uzaktan yakından bağdaşır tarafı yoktur; dolayısıyla biz de bu teklifi asla kabul etmiyoruz. Bu teklif bizleri masadan uzaklaştırıyor, alanlara itiyor. Yıllardır hedef enflasyona göre verilen zamlar, memur maaşlarını eritti, alım gücümüzü bitirdi. Hayali hedefler üzerinden maaş belirlemek, milyonlarca memuru ve emekliyi göz göre göre yoksulluğa mahkûm etmektir.
Aile Yılı diyoruz, aileye dönük bir öneri yok. Reel artış diyoruz, refah payına ilişkin bir adım yok. Geçmiş kayıplarımızın telafisini istiyoruz, teklif yok. 3600 ek gösterge sözünü hatırlatıyoruz, çözüm yok. Vergide adalet istiyoruz, yük hafiflemiyor. Emekli maaşlarını düzenleyin diyoruz, karşılık yok. Bayram ikramiyesi istiyoruz, duyan yok. Yardımcı hizmetlilerin sorunu çözülsün diyoruz, gören yok. Bu nedenle Kamu İşvereni, teklifini gözden geçirmek ve gerçekçi bir artış önerisi sunmak zorundadır.
Kamu İşveren tarafına açık çağrımızdır:
Gerçekleşen enflasyonu, büyüme oranlarını, refah payını, harcama kalemlerindeki artışları ve geçmiş dönem kayıplarını telafi edecek yeni ve gerçekçi bir teklif getirin. Bunun yanı sıra, kira yardımı, eş ve çocuk parası, ısınma ve ulaşım yardımı, yemek ücreti gibi sosyal haklara dair de somut adımlar atılmalıdır. Aile yılının gereği olarak aileyi destekleyici tedbirler alınmalıdır. Devletimizin 21. Yüzyıla ilişkin hedefine uygun bir kamu çalışanı için şimdiden kollar sıvanmalıdır. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, pazarlık yapmaya zaman kalacak şekilde bir an önce yeni ve kabul edilebilir bir teklifin gelmesi için buradan açık çağrıda bulunuyoruz. Bütün bu unsurların yanında hizmet kollarına ilişkin olarak diğer hususların da sorunları kalıcı bir çözüme kavuşturacak biçimde ele alınması zorunludur. Biz, adaletli bir maaş artışı talep ediyoruz. Biz, hakkaniyetli bir teklif istiyoruz. Hakkımız olmayanı değil alın terimizin karşılığını istiyoruz. Bu masadan sonuç alma konusunda da ısrarcıyız. Maaşlar, hayali tahminlere göre değil, marketteki, pazardaki gerçek fiyatlara göre belirlenmelidir. Bize masa başı rakam değil, milletin yaşadığı hayatın karşılığı olan rakam gerekiyor. Biz buradayız, sonuna kadar kazanımlarımızı yükseltmek için mücadele edeceğiz. Yetkilileri gerçeğe çağırıyor; insaflı olmaya davet ediyoruz. Bu mağduriyete bir son verin diyor, yapılan bu teklifi reddediyoruz. Başkanlar Kurulumuzun aldığı kararlar doğrultusunda eylemlilik sürecini başlatmış bulunuyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak bugün başlattığımız eylemlerimizi, yükselterek devam ettireceğiz. Çalışan ve emeklilerimiz için olumlu bir sonuç alma adına bugün tüm illerimizde eylemdeyiz. Yarın, sorunlara dikkat çekmek için sosyal medyada gündem çalışması yapacağız. Pazartesi günü ise ülke genelinde 1 günlük iş bırakma eylemi yapacağız. Bu çerçevede Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı, illerimizde ise teşkilatlarımız kurumlar önünde olacak. Daha adil bir çalışma hayatı, daha yaşanabilir bir ücret ve müreffeh bir kamu çalışanı için, işçi, memur, emekli, işsiz ayırmaksızın bütün vatandaşlarımızı eylemlerimize destek vermeye davet ediyorum. Mücadelemiz, başta kamu çalışanları olmak üzere tüm Türk milletinin daha güzel bir Türkiye’de, hak ettiği şartlarda, refah içinde yaşaması içindir. 25 milyon vatandaşımız, yüzlerini güldürecek, adil ve hakkaniyetli bir yeni teklif beklemektedir. Gelin bu masayı adaletin tecelli ettiği, refahın adil paylaşıldığı bir yer yapalım diyor, hepinize saygılar sunuyorum.”
MELİSA ADINISEVER