Flaş Haber Yeni

TEMA VAKFI BURDUR İL TEMSİLCİLİĞİ ‘EROZYONLA MÜCADELE HAFTASI’ DOLAYISI BURDUR CUMHURİYET MEYDANINDA STANT AÇTI.

TEMA  VAKFI BURDUR İL TEMSİLCİLİĞİ ‘EROZYONLA MÜCADELE HAFTASI’ DOLAYISI BURDUR CUMHURİYET MEYDANINDA STANT AÇTI.

TEMA İL TEMSİLCİSİ BÜLBÜL:

“TOPRAK YOKSA HAYAT YOK”

 

TEMA  Vakfı Burdur İl Temsilciliği ‘Erozyonla Mücadele Haftası’ dolayısı Burdur Cumhuriyet meydanında stant açtı. TEMA gönüllüleri ile birlikte  28 Kasım 2025 günü saat 14.00 açılan stantta TEMA Vakfı’nın faaliyetleri tanıtıldı. Haftanın önemine ilişkin basın  açıklamasında bulunuldu.

TEMA Vakfı Burdur İl Temsilcisi Gülser Bülbül, “Erozyonla Mücadele Haftası Etkinlikleri kapsamında, toplumsal duyarlılığı ve farkındalığı artırmak, bu konuda kamuoyu oluşturmak amacıyla etkinlik düzenledik. Bugün ülke topraklarımız, küresel iklim değişikliği ve insan etkileriyle oluşan erozyon, kuraklık gibi sebeplerle her geçen gün verimini kaybediyor. Erozyonun yarattığı en büyük zarar, yeniden oluşması için binlerce yıl gereken üst toprağın erozyonla kaybedilmesidir. Topraklarımız Gıda Güvenliğimiz açısından çok önemli, sağlıklı topraklar, sağlıklı gıda demektir, sağlıklı.Nesiller demek. Toprağımız yoksa ekmeğimiz, aşımız, işimiz yok, kısaca hayat yok.” sözlerine vurgu yaptı.

 Toprak dedemiz Hayrettin Karaca “Toprağı hor gören, yarınını zor görür” sözünü hatırlatan Bülbül: “Topraklarımızı koruyamadığımızda, sularımızı, göllerimizi de koruyamıyoruz. Son yıllarda dünyada ve ülkemizde hızla artan nüfus, sanayinin gelişmesi, tüketim alışkanlıklarımızın değişmesi gibi nedenlerden dolayı hızlı bir çevre oluşmaya başladı. Ne yazık ki; tarım topraklarımız, Erozyonla, kirlenmeyle, amaç dışı kullanım ve ormansızlaşmayla yok oluyor. Plansız kentleşme, her yere yapılan yapı, sanayi tesisleri kuruluyor, Hava, su, topraklarımız kimyasal atıklarla kirletiliyor. Küresel iklim değişikliklerinin etkilerini, görülmeye başladığı günümüzde ani hava olayları, dolu, don, şiddetli fırtınalar, orman yangınları ve bugün en bariz görülen bu içeler, sıcak hava dalgaları, artı yağışa. Su yaşam kaynağımız, su olmadan hiçbir canlı yaşamıyor, hiçbir üretim yapılamıyor, doğada bir sistem var, ekosistem bir zincirin halkaları gibi. Nasıl vücudumuzun bir yerindeki rahatsızlık bütün vücudumuzu etkilerse, ekosistemde bir yerinde bozulma O örn: Göllerin kuruması bütün yaşamımızı etkiler. Göllerimiz kuruma ve kirlilik tehdidi altında, Kırlarda yağmıyor artık, kuraklık kapıda derken kapımızdan içeri girdi. Burdur Gölü kurursa ne olur? Burdur’da sıcaklık ve kuraklık artar, erken donlar görülür bunlar tarım ve hayvancılığa zarar verir. İşsizlik artar göçler başlar. Bu durumda neler yapabiliriz?  Doğaya dost yaşamalı, su havzalarımızı, göllerimizi korumalıyız. Topraklarımız ve gıda güvenliğimiz için bir karış toprak, bir damla suyu kaybetmemeliyiz. Ürün deseni planlaması yapılmalı, kuraklığa dayanıklı tohumlar geliştirilip çoğaltılmalı. Enerji verimliliğini artırıp, enerji tüketimini azaltmalıyız. Doğal varlıklar sonsuz değil! Az tüketip, geri dönüştürerek, tekrar kullanmalıyız. Savaşların olmadığı, doğal varlıkların korunduğu tüm canlıların huzur içerisinde yaşadığı bir dünya dileğiyle, teşekkür ediyorum.” açıklamasında bulundu.

Halil İbrahim Kara