BURDURLU ZİRAAT MÜHENDİSİNDEN UYARI: “TARIM ARAZİLERİ BOŞ KALMASIN, DESTEKLER KURAK BÖLGELERE YÖNLENDİRİLSİN”

Burdurlu Ziraat Mühendisinden Uyarı: “Tarım Arazileri Boş Kalmasın, Destekler Kurak Bölgelere Yönlendirilsin”
Tarım alanlarının verimli kullanımı ve ülke tarım politikasında yapılabilecek iyileştirmelere dair değerlendirmelerde bulunan Burdurlu Ziraat Mühendisi Ali Tarkan Büyükyörük, özellikle boş bırakılan tarım arazilerinin hem çiftçi hem de ülke ekonomisi açısından önemli bir kayıp oluşturduğunu vurguladı. Büyükyörük, üretim yapılmayan toprakların atıl kalmasının yerine, toprağı dinlendirme amacıyla alternatif ürün desenlerinin kullanılabileceğini belirtti.
“Yonca Ekimine Yönelin, Toprağı Nadasa Bırakmadan Dinlendirin”
Ali Tarkan Büyükyörük, klasik nadas uygulamasının yerine geçebilecek bitkisel çözümler bulunduğuna dikkat çekerek, özellikle baklagil türlerinden olan yoncanın bu konuda etkili bir alternatif olduğunu söyledi. Yoncanın havadaki serbest azotu toprağa bağlama özelliğine sahip olduğuna dikkat çeken Büyükyörük, bu sayede toprağın doğal yollarla dinlendiğini ve azotça zenginleştiğini ifade etti.
“Kasım-Aralık aylarında Macar fiği gibi yeşil gübre bitkileri ekildikten sonra, bahar döneminde silajlık mısırla devam edilebilir. Böylece arazi hem dinlenmiş olur hem de boş kalmadan yıl boyunca değerlendirilmiş olur,” dedi.
“Üretimsiz Toprak, Dışa Bağımlılığı Artırır”
Tarım alanlarının boş bırakılmasının sadece bireysel bir kayıp değil, aynı zamanda ulusal bir sorun olduğunun altını çizen Büyükyörük, ekilmeyen araziler nedeniyle temel gıda ürünlerinde dışa bağımlılığın artabileceğine işaret etti. “Topraklarımız boş kalırsa, bu ürünleri yurt dışından ithal etmek zorunda kalırız. Bu da hem ekonomik açıdan büyük bir yük hem de gıda güvenliğimiz açısından ciddi bir tehdit oluşturur,” diye konuştu.
“Destekler Kurak Alanlara Kaydırılmalı”
Tarımsal destekleme politikalarında da değişiklik öneren Büyükyörük, mevcut sistemin sulak alanlara yoğunlaştığını, ancak asıl müdahale edilmesi gerekenin kurak ve ekilmeyen bölgeler olduğunu dile getirdi. “Sulak bölgelerdeki üretici zaten toprağını ekiyor çünkü ürün alabileceğini biliyor. Asıl desteklenmesi gereken yerler, verim alma konusunda zorlanan kurak alanlardır. Eğer bu bölgelere özel teşvikler sunulursa, üretime kazandırılmaları çok daha kolay olur,” ifadelerini kullandı.
“Susuz Tarım, Toprak Ürünlerinin Kalitesini Yakalayamaz”
Susuz tarım uygulamalarıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Büyükyörük, verimlilik dışında ürün kalitesine de dikkat çekti. Aromatik yapı, tat ve besin değeri açısından toprakta yetişen ürünlerin çok daha üstün olduğunu belirten Büyükyörük şöyle konuştu: “Bitkiler sadece su ve azotla değil, mikroelementlerle de beslenir. Bu elementler toprağın derinliklerinden alınır. Susuz tarım yapılan alanlarda bu mikroelementler yeterince sağlanamaz. Bu da meyve ve sebzelerin tadında belirgin bir fark yaratır. Gerçek lezzet, ancak toprakla buluşan ürünlerde mümkün olur.”
Mine Kaya