BURDURLU ARICILAR ÜRETİMLERİNİ ARTTIRDI ANCAK GELİRLERİ DÜŞTÜ

Burdurlu arıcılar, Küresel Isınma ile mücadele edebilmek için yeni üretim modellerini benimsiyorlar
Burdurlu arıcılar, küresel ısınmanın olumsuz etkileri ile mücadele edebilmek amacıyla yerleşik arıcılık modelinden gezgin arıcılık modeline geçtiler. Küresel ısınma nedeniyle meydana gelen ani ısı değişimleri ve mevsim normallerinde seyretmeyen hava sıcaklıkları, arıcıları da olumsuz etkiliyor.
BURDUR’DA GEZİCİ ARICILIK MODELİ İLE ÜRETİM ARTTI
Arıcılık sektörünün içerisinde bulunduğu zor koşullara ilişkin Çağdaş Burdur’a konuşan arıcı Mehmet Selek; “Küresel ısınma, dünya genelinde pek çok ülkede çok sayıda sektörü etkilediği gibi biz arıcıları da ciddi manada olumsuz etkiliyor. Biz bu sene verimimiz geçen yıla göre daha iyi diyoruz ancak bu, genel olarak arıcılık sektörünü temsil eden bir söylem değil. Biz, küresel ısınma ile mücadele edebilmek için 'Gezici Arıcılık' modeline geçtik. Yani arılarımız sabit bir mekanda yerleşik olarak üretim yapmıyorlar. Biz balı beklemiyoruz, bala kendimiz gidiyoruz. Arıların üretimi için uygun olan iklim ve bitki örtüsü neredeyse kovanlarımızı oraya taşıyoruz. Bir sezonda bazen 7, 8 kez kovanlarımızın yerini değiştiriyoruz. Köy, kasaba değil gerekirse şehir değiştiriyoruz. Örneğin bu yıl ilk olarak sezonumuzu Antalya'da açtık. Şimdi ise arılarımızı Burdur'a getirdik. Mevsim şartlarına ve bitki florasına göre yerimizi sürekli olarak değiştirerek üretimimizi artırmaya çalışıyoruz.” dedi.
BURDUR’DA ARICILIK SEKTÖRÜNDE; REKOLTE YÜKSELDİ, KAZANÇLAR AZALDI
Konuşmasının devamında bu sene bir önceki yıla göre rekoltelerinin yüzde 50 oranında artacağını ön gördüklerini söyleyen Selek, buna rağmen maliyet artışları nedeniyle kazançlarında bir artış beklemediklerini vurguladı. Selek; “Bu sene arıcılıkta geçen seneye göre, bahar yağmurlarının daha fazla olmasından dolayı verim daha iyi. Geçen yıl sezonda, 130 kovandan 1 ton kadar verim almıştık, bu sene 1 buçuk tonu geçeceğimizi ön görüyoruz. Bizim için arının gelişmesi çok önemli. Arı günde 2 bin civarında yavruluyor. 1 arının ömrü 45 gün civarında. Arı, az yaşayıp çok çalışan bir hayvan olduğu için, ne kadar çok yavru elde edersek o kadar çok da bal elde edebiliyoruz. Bu sene de arı nüfusumuz çok iyi gidiyor. Bu nedenle bal beklentimiz de yüksek. Ancak buna rağmen benimsediğimiz üretim modeli nedeniyle kazançlarımız düşük. Bitki florasının iyi olduğu alanlarda üretim yapmaya çalışıyoruz. Gezgin arıcı olduğumuz için bahara erken başlıyor ve sezonu geç kapatıyoruz. Bu da tabii üretimimizi artırıyor. Ancak gezgin arıcılık modeli de maliyetleri yükseltiyor. Arılarımızı bazen uzak bölgelere taşımamız gerekiyor ve bakım yapmak için defalarca yanına gidip dönüyoruz, bazen de bir süre çadır kurup yanlarında kalıyoruz. Bu model, yerleşik arıcılığa göre hem daha zor hem de daha maliyetli oluyor. Bu da kazançlarımızı düşüren bir unsur.” açıklamasında bulundu.
BURDURLU ARCILAR ‘GEZGİN ARICILIK MODELİ’NE MECBUR
Gezgin arıcılık modeli ile rekoltelerinin arttığına ancak kazançlarının artmadığına dikkat çeken Selek, buna rağmen arıcılık faaliyetlerine devam etmek için gezgin arıcılık modelini benimsemeye mecbur olduklarını vurguladı. Küresel ısınmanın etkisini yıldan yıla arttırdığı özellikle son 5 yıllık dönemde artık yerleşik arıcılık yapmanın neredeyse imkansız bir hal aldığına değinen Selek; “Bu modeli benimsemezsek de mevcut iklim şartlarında, küresel ısınmanın etkisiyle bal verimimiz her yıl önceki dönemlere göre sürekli olarak düşerdi. Sabit arıcılık yaparsak yılda sadece 1 kez süzüm yapabilirdik, o da bal olursa... gezgin arıcılık modeli ile biz hem süzüm sayımızı artırıyoruz hem de ürün çeşitliliğimizi artırıyoruz. Mevcut iklim şartlarında Burdur’da yerleşik arıcılık yapmak artık neredeyse imkansız bir hal aldı.” dedi.
BURDURLU ARICILAR, YAKIT DESTEĞİ İSTİYOR
Gezici arıcılık modeli ile artan maliyetlerini karşılamakta güçlük çektiklerine değinen Selek; “Küresel ısınmayla alakalı sürekli olarak aleyhimize işleyen iklim şartlarına karşı biz arıcılar olarak kendimizce çözüm üretmeye çalışıyoruz, bu çözümlerden biri de gezginci arıcılık ama dediğim gibi bu modelin getirdiği maliyetler, üretimimizi artırmamıza rağmen tam olarak karşılanamıyor. Bu nedenle biz arıcılık destekleri kapsamında çok cüzi miktarlarda verilen mazot desteğinin de artırılmasını istiyoruz.” sözlerine vurgu yaptı.
BURDURLU ARICILARIN BİR SIKINTISI DA KOVAN KOYMA NOKTALARI
Gezici arıcılar için kovan koyma noktalarının çeşitliliğinin önemine değinen Selek, “Bizim Burdur bölgesinde arıcılık ile ilgili en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi de, gezginci arıcı olarak gittiğimiz alanlarda kovan koyacak yer bulmada güçlük çekmemiz. İnsanlar yaşam alanları yakınında arı bulunmasını istemiyorlar fakat arıların bulunması aslında çiftçinin üretimini de artırıyor. Çünkü arı tozlaşmayı artırıyor ancak bizim insanımız yine de arıları istemiyor. Yurt dışında insanlar arıcılar bölgesine gelsin diye üzerine para verirken biz bölgemizde arılarımızı koyacak yer bulamıyoruz. Birde arılarımızı götüreceğimiz bölgedeki Tarım il ya da ilçe müdürlüklerine bildirim zorunluluğumuz var. Çünkü zaten rasgele bir yere kovan koyamıyoruz. Arı koyma noktaları var ve oraları kullanıyoruz ama bu alanlar da bizim talep ettiğimizin çok altında. Biz yetkililerden bal ormanlarının, kovan koyma noktalarının artırılmasını talep ediyoruz.” dedi.
MİNE KAYA